"Kilo
versem de bazı bölgelerdeki yağlar bir türlü erimiyor." Bu cümle özellikle
bayanlardan çok duyduğumuz bir yakınmadır. Peki bu yakınma ile dile getirilen
durumun arkasında yatan sebep nedir?
Konunun daha
iyi ortaya konulması için cevaplanması gereken ilk soru: "Kilo aldığımızda
neden yağ dokusunda artış olur?"
İnsan
kullandığından daha fazla kalori içeren besinler tüketir ise fazlalık miktar
vücutta depolanır. Fazlalık kalorinin birim hacimde en ekonomik depolanma
şekli yağ olduğu içim de aşırı kalori alımını takiben yağlanmada artış olur.
Tabii ki cinsiyet farkına bağlı olarak (östrojen hormonunun düzeyine bağlı
olarak) insanların yağ dağılımları da farklılık gösterir. Özellikle kadın tipi
yağlanma denilen yağlanma şeklinde yağlar kalçada ve belde toplanır.
Cevaplanması
gereken asıl soruya dönersek: "Neden kilo alırken her yerimize
kilo alırız (yağlanırız) ancak verirken belli bölgelerden bir türlü kilo
kaydedemeyiz?"
Yemek
yediğimizde vücutta insülin hormonu yükselerek enerji içeren besin maddelerinin
yağ hücrelerine girmesini ve burada depolanmalarını sağlar. Tüm yağ
hücrelerinde tek tip insülin reseptörü (algılayıcısı) olduğu için vücuttaki tüm
yağ hücreleri eşit oranda yağ depolar. Aç kaldığımızda ya da egzersiz yapıp
enerji ihtiyacımızı arttırdığımızda ise vücut depoladığı enerjiyi kullanmak
için adrenalin isimli hormon salgılanır. Ancak yağ hücrelerindeki adrenalin
reseptörleri homojen değildir. Bazı bölgelerdeki yağ hücreleri adrenalin
salınımına anında cevap vererek bünyelerinde depoladıkları yağı derhal kana karıştırırken
kimi bölgelerdeki yağ hücrelerinin adrenalin cevabı çok daha yavaştır.
Sonuç olarak
kilo alırken her yere alıp verirken öncelikli olarak belli bölgelerden
verildiğinde bir dengesizlik oluşur. Hele bir de kişilerde sık sık kilo alıp
verme eğilimi var ise tartıda kilo değişikliği olmasa da vücuttaki yağ dağılımı
değişir. Örneğin hasta 55 kilodan 60 kiloya çıkarken fazlalık kilolar tüm
vücuda homojen dağılır. Ancak kilo verip tekrar 55 kiloya indiğinde vücut şekli artık kilo almadan önceki gibi değildir. Belki belli belirsiz kolları veya yüzü daha
zayıf ancak kalçaları (yada kiloları depoladığı yağ pakeleri nerede ise o
bölge) biraz daha belirgindir. Bu döngü birkaç kez tekrarladığında ise klinik
durum iyice netleşir ve hasta bahsedilen şikayeti ile hekim karşısına
gelir.
Bu hasta
grubu liposuction ameliyatından en fazla fayda görecek hasta grubudur. Çünkü
şikayet belli bir bölgededir. Bu bölgeye yapılacak müdahale ile şekil bozukluğu
ortadan kaldırılarak vücut şekillendirmesi başarı ile sağlanacaktır.
Bölüm 2 için Tıklayınız:
http://ibrahimcanter.blogspot.com.tr/2016/01/estetik-yag-alnmas-liposuction-sonras.html
Sağlıklı
günler dilerim.
Prof. Dr.
Halil İbrahim CANTER
Estetik
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder